Dördüncü maymun nedir?

“Görmedim-Duymadım-Bilmiyorum” aslında bir kaçıştır ve bu kaçış bilgiden ve haberden kaçıştan başka bir şey değildir. Haber görmek, hatta duymak istemeyen için de vardır; Bilmiyorum diyenin ağzını açmak için de. İnsan bir sürü şey olmadan yaşayabilir, ama günümüzde insanın iletişim kurmadan ve haber almadan yaşaması artık pek de mümkün değil. İşte bu yüzden “Dördüncü Maymun” hem bilinmeyen çoğu konuya ışık tutmak, hem görüp de görmezden geldiklerimizi anlatmak, hem de bildiğimiz halde anlamadığımız birçok konunun gerçeklerini size göstermek için var. Tüm o “görmedim-duymadım-bilmiyorum” kaçışının içinde bir durak olmak ve sizlere doğru haberi ve bilgiyi ulaştırmak için.

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Turistler Türk sanatlarını öğreniyor




Kültürel mirasa turistlerin ilgisi

Türk kültürünün bir yansıması olan el sanatlarına turistlerin ilgisi büyük. Yapımı oldukça zor olan ve unutulmaya başlanmış bu sanat dalını öğrenmek için kurslara gelen turistlerin sayısı sanat danışmanlarının yüzünü güldürüyor.

Ebru Sanatı ; içerisinde kitre bulunan suyun üzerine boyaların fırça ile serpiştirilerek yapılmasıyla oluşuyor. Boyalara çubuk yardımı ile istenilen şekil verildikten sonra ortaya çıkan desen kağıda aktarılıyor. Tarihçesi tam olarak bilinmemekle beraber ülkemizdeki en eski ebru 1447 yılına ait olan ve şu an Topkapı Sarayı’ nda sergilenen ebrudur. Sabır ve emek gerektiren bu sanatın tüm ürünleri tektir. Bir ebrunun aynı deseninin tekrar uygulanması mümkün olmuyor.

Tüm el sanatları yoğun ilgi görüyor

Başta ebru sanatı olmak üzere günümüzde çok fazla yaygın olmayan el sanatlarına, turistler büyük ilgi gösteriyor. İstanbul’da tarihi yarımadada bulunan Caferağa Medresesi Uygulamalı El Sanatları Merkezi’nde günübirlik  çalışmalara ya da workshoplara katılan turistlerin sayısı çok fazla. Özellikle ebru sanatının ön planda olduğu kurslarda, mozaik, teship sanatı, çini, kuyumculuk gibi alanlarda da turistler sanat danışmanlarından kurs alabiliyorlar. Turist rehberleri ile işbirliği halinde yürütülen çalışmalar ile amaçlanan kaybolmaya yüz tutmuş Türk el sanatlarını unutulmasını engellemek.
1989 yılında Türk Kültürüne Hizmet Vakfı tarafından restore edilen 454 yıllık medrese kafesi ve içinde bulunan hediyelik eşya salonuyla da turistler tarafından sıkça ziyaret edilen yerler arasında bulunuyor.
Turistlerin kurslara bu denli ilgili olması bu kültürel mirasın yabancılar tarafından ne kadar merak edildiğini gösteriyor.  Sanat merkezinde  müzik eşliğinde yapılan çini, seramik ve ebru sanatı  branşları özellikle Uzakdoğulu turistlerin, Japonların ve Amerikalıların  ilgisini çekiyor. Yaptıkları eserleri ülkelerine götüren turistler sayesinde Türk kültürüne ait el sanatlarının da tanıtımı sağlanıyor. 

Montaj: Ece Alyamac
Kamera: Elif Nas Ünal-İlksen Ezgi Sağlam
Seslendirme: Burak Çiçek
Haber metin: Sahra Yenibayrak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder