Video Haber
Üniversiteli gençlerin kurduğu Hayallimi Paylaş
Projesi’yle çocuklar hem hayallerine kavuşuyor hem de unutulmayacak bir gün
yaşıyor
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhH0ia2j1rsAGzx7nLaWfeE1IJlmDOOcszxTAYQcTbeQUHsryN3zw5CZLRsQcVcNpVL5DjgmS2sl5DE1g17MkO03rWo3qyNkyvGsPhAIHCAqvyK9bKXlhZOovZDizOZ0V8njZmbssZhiHU/s320/394100_482654255102822_925821792_n.jpg)
İlk
kez Amerika’da başladı
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLWr8-LS9dMpub0rs_VFWfq3UTLNC3mV5_6ERbuRdAeT1QxOyURQY6dIsD5wj0aSZhiqP71DEn5-ymNjuJB56MOPc5HOWeWC1OOUJiLJetEEpIZQZPXGLLw7o5NqSlyhYF8pqCC1MUa6s/s320/29604_506476569387257_1279556955_n.jpg)
Bundan
tam 33 yıl önce 1980 yılında ABD’de lösemi hastalığına yakalanmış̧ 7 yasındaki
Chris, bir dilekte bulundu. Onun en büyük dileği büyüyüp, polis olmaktı. Bunu
öğrenen annesi, birkaç arkadaşı ve Polis Departmanı bu dileği yerine
getirebilmek için işe koyuldular. Çocuk için bedenine uygun üniforma, kask ve
bir mini polis motosikleti temin edilip, kendisi için hazırlanan özel testi
geçtikten sonra polis rozetine hak kazandı. Bu dileğin gerçekleşmesinde rol
alan polislerden ikisi tarafından dilek gerçekleştiren bu vakfın temelleri
atılmıştır. Bugün ‘Make A Wish’ vâkıfı, dünyadaki en büyük dilek gerçekleştirme
kuruluşu ve 36 ülkede faaliyet gösteren temsilcilikleri ile uluslararası
ölçekte etkinliklerin yürütüldüğü bir sosyal sorumluluk projesidir.
Binlerce
gönüllü Koç’ta toplandı
Türkiye’deki
üniversiteler arasında 1000’e aşkın rakamla en çok katılım sayısına ulaşan Koç
Üniversitesi Hayalimi Paylaş̧ Grubu, en büyük sosyal sorumluluk projesi oldu.
Kaynaklara göre 2009-2010 öğretim yılında kurulan grup, saysız projeler
gerçekleştirip bu projelerden elde ettiği gelirle hayati risk taşıyan
hastalıkları olan 3 ile 18 yaş arasındaki çocukların her türlü dileklerini
gerçekleştirdi. Bugün Koç Üniversitesinde her 10 öğrenciden 1’i bu grubun
üyesi. Gençler bu yolla yardımlaşma duygusunu öğrenip, henüz hayatlarının
başındayken sosyal sorunlara duyarlı bireylere dönüşüyorlar. Öte yandan bu
yolla gençler arasında etkileşim ve iletişim gelişiyor. Üniversiteliler teorik
eğitimden uzaklaşıp, uygulamalı ve toplumsal sorunlara yönelik bir çalışmanın
içine doğrudan katılıyor.
Farkındalık
hissi yaratılıyor
Geçtiğimiz
yıl Hayalimi Paylaş Grubu tarafından yapılan Lasertag oynama projesiyle hem
dilek için fon toplandı hem de okul öğrencilerinin sorumluluk hakkında daha
fazla bilgi edinmesi sağlandı. Grup bu projeyle kalmadı. Hemen ardından
birbirinden farklı çalışmalar yapmaya devam ederek, üniversite de söz sahibi
olmaya başladı. SpeedCity'le anlaşıldı ve okulun öğrenci merkezine Formula 1
simülatörü getirdi. Projeden de kazandıkları geliri bir dilek daha
gerçekleştirebilmek için bütçesine katan gençler, 64 kişinin katılımıyla 20
güne yakın süre devam eden ve birinciye Playstation 3 hediye edilen bir Play
Station turnuvası düzenleyerek grubun adını tüm üniversitede duyurdu.
Kilyos’taki Paintball sahasında gerçekleştirilen paintball turnuvasıyla
gençler, dernek adına gönüllü olarak çalışacak yol arkadaşlarını oluşturdu.
Aynı zamanda da üniversiteliler arasında farkındalık hissi yaratıldı.
Dilan
prenses oldu
Hayalimi
Paylaş Grubu küçük bir kız çocuğunun hayallerini gerçekleştirmek için yola
çıktı ve tüm gönüllü gençler belli bir role büründüler; herkes rolünün
kostümleriyle günü geçirdi. Bunun etkili olması için de dileğin konsepti bir
hikâye üzerine oturtuldu.
İşte saat saat o süreç:
‘‘-Saat 10:00
Derneğin arabasıyla beraber
ulak
Ömer, nedimeler Özge ve Gülden, Koç
Üniversitesi
kuaförü, fotoğrafçı Deniz ile
beraber
üniversitenin Batı Kampusundan
yola
çıkıldı. Kasımpaşa’daki Paşa Galeri’ye
uğrayarak
önceden kiralamış̧ olduğumuz
1957
model Chevrolet Blair üstü açık
pembe
arabamızı aldık ve Dilan’ın ikamet ettiği Ümraniye’ye doğru yol alındı.
Saat 12:00
Dilan bizi şaşkınlık içerisinde karşıladı. Ulak, parşömenin de yazılı olan
prenses hikâyesini okumaya başladı ve Dilan’ın İstanbul Prensliği Prensesi olup
olmadığını anlamak için evlerine misafir olmak durumunda olduklarını söyledi
Prenses adayımız Dilan DUY’a. Eve girildikten sonra kuaförümüz Dilan’ı
prensesler gibi süsledi ve nedimeler özel hazırlanmış̧ prenses kıyafetini
sundular prenses adayımıza. Prenses kıyafeti giyildikten sonra nedimeler Dilan
DUY’un prenses güzelliğinde olduğunu söylediler.
Saat 13:00
Prensesler gibi süslenen Dilan, İstanbul Prensliğine ait arabaya bindirilerek
yola çıkıldı. Yolboyunca etrafımızdaki insanlar müthiş̧ ilgi gösterdi ve bu
durum Dilan’ı sıkmak yerine özel hissettirebildi. Sıradaki rotamız İstanbul
Prensliğine ait bir konağa gitmekti.
Saat 14:00
Yeniköy’deki İstanbul Prenslik konağı Gazebo Restorana gidildi ve orda bizleri
konağın şefi Ersan ve nedimesi Esra karşıladılar. Şef ve nedime
tarafından
süslenmiş̧ çardağa gidilerek öğle yemeği yendi. Yemek
sonrası Sihirbaz Dragon gelip Dilan ile
interaktif bir sihirbazlık gösterisi düzenledi ve Dilan’ı büyülemeyi basardı.
Saat 15:30
Sırada Dilan’ın en çok görmek istediği yerlerden olan Kız Kulesi vardı. Kız
Kulesi İstanbul Prensliğinin sahip olduğu küçük bir saraydı ve oraya Gazebo
Restoranın yakınına yanaşan teknemizle ve İstanbul Prensliği kaptanı Şeref ile
beraber geçtik. Orada prenses adayımızı bekleyen bir sürprizimiz vardı.
Saat 16:30
Teknemiz Kız Kulesine yanaştı ve avluda prensesini bekleyen Prens Onur vardı.
Prenses adayımız küçük sarayımıza gelmeden önce tamamlaması gereken tüm
görevleri geçmişti ve artık prenses olduğunun
resmîleştirilmesi gerekiyordu. Bunun
için avluya yastığın üstünde bir prenses tacı getirildi. Tüm hizmetkârlar yeni
prensesinin önünde eğildiler. Küçük sarayımızın asma katına çıkıp özel olarak
hazırlamış̧ olduğumuz pastamızı kesip afiyetle yedik.
Saat 17:30
Prenses gerçek sarayına gitmeliydi
ve
bunun için tekneyle beraber Sait Halim Paşa Yalısına yanaştık. Tüm İstanbul
bize ait olduğundan büyük sarayımızın (Sait Halim Paşa Yalısı) çalışanları
emrimize amade idiler. Tekne çıkısında bizi karşıladılar ve Yalı merdivenlerine
nizami bir biçimde sıralanmış̧ garsonlar prensesimizi gördüklerinde hep
beraberce alkışlamaya başladılar. Yalının Büyük Salonuna geçildi ve prenses ile
prens tahtlarına oturdular.
Yalı
tarafından hazırlanmış̧ özel pasta da kesildi
ve hediyeler prensesimize takdim edildi.
Saat 19:00.
Sarayımızdan çıktık ve İstanbul Prensliğine ait arabamız ile Ümraniye’ye yola
koyulduk. Yol süresince yine tüm dikkatler prensesimiz üstündeydi.
Saat 20:00
Dilan’ın evine vardık ve vedalaşmamızla beraber dilek gününü bitirmiş̧ olduk.’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder