Dördüncü maymun nedir?

“Görmedim-Duymadım-Bilmiyorum” aslında bir kaçıştır ve bu kaçış bilgiden ve haberden kaçıştan başka bir şey değildir. Haber görmek, hatta duymak istemeyen için de vardır; Bilmiyorum diyenin ağzını açmak için de. İnsan bir sürü şey olmadan yaşayabilir, ama günümüzde insanın iletişim kurmadan ve haber almadan yaşaması artık pek de mümkün değil. İşte bu yüzden “Dördüncü Maymun” hem bilinmeyen çoğu konuya ışık tutmak, hem görüp de görmezden geldiklerimizi anlatmak, hem de bildiğimiz halde anlamadığımız birçok konunun gerçeklerini size göstermek için var. Tüm o “görmedim-duymadım-bilmiyorum” kaçışının içinde bir durak olmak ve sizlere doğru haberi ve bilgiyi ulaştırmak için.

3 Nisan 2013 Çarşamba

Hayaller paylaştıkça gerçekleşiyor



Video Haber



Üniversiteli gençlerin kurduğu Hayallimi Paylaş Projesi’yle çocuklar hem hayallerine kavuşuyor hem de unutulmayacak bir gün yaşıyor


Orta ve yükseköğrenim kurumlarıyla ortak yapılan sosyal sorumluluk projesi Hayalimi Paylaş, 2005 yılından bu yana aralarında üniversiteli gençlerinde yer aldığı büyük bir projeye dönüşüyor. Başta İstanbul Teknik Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi olmak üzere, vakıf üniversitelerinin de bulunduğu bir sosyal sorumluluk projesi olan ‘Hayallimi Paylaş’, hayati tehlike taşıyan hastalıklı çocukların yaşama daha sıkı tutunmalarını sağlamak ve hiçbir şeyin imkânsız olmadığını göstermeyi hedefliyor. Proje, “her birimizin bir hayali vardır bizi yaşama bağlayan, mutlu eden” cümlesiyle yola çıkıyor. Gençler kendi toplumlarına katkıda bulunmayı öğreniyor, aynı zamanda da Hayalimi Paylaş Proje ekibinin danışmanlığında bir dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunuyorlar. Böylece, çocukların belki de imkânsız gibi gördükleri hayalleri gerçekleşiyor.


İlk kez Amerika’da başladı



Bundan tam 33 yıl önce 1980 yılında ABD’de lösemi hastalığına yakalanmış̧ 7 yasındaki Chris, bir dilekte bulundu. Onun en büyük dileği büyüyüp, polis olmaktı. Bunu öğrenen annesi, birkaç arkadaşı ve Polis Departmanı bu dileği yerine getirebilmek için işe koyuldular. Çocuk için bedenine uygun üniforma, kask ve bir mini polis motosikleti temin edilip, kendisi için hazırlanan özel testi geçtikten sonra polis rozetine hak kazandı. Bu dileğin gerçekleşmesinde rol alan polislerden ikisi tarafından dilek gerçekleştiren bu vakfın temelleri atılmıştır. Bugün ‘Make A Wish’ vâkıfı, dünyadaki en büyük dilek gerçekleştirme kuruluşu ve 36 ülkede faaliyet gösteren temsilcilikleri ile uluslararası ölçekte etkinliklerin yürütüldüğü bir sosyal sorumluluk projesidir. 


Binlerce gönüllü Koç’ta toplandı

Türkiye’deki üniversiteler arasında 1000’e aşkın rakamla en çok katılım sayısına ulaşan Koç Üniversitesi Hayalimi Paylaş̧ Grubu, en büyük sosyal sorumluluk projesi oldu. Kaynaklara göre 2009-2010 öğretim yılında kurulan grup, saysız projeler gerçekleştirip bu projelerden elde ettiği gelirle hayati risk taşıyan hastalıkları olan 3 ile 18 yaş arasındaki çocukların her türlü dileklerini gerçekleştirdi. Bugün Koç Üniversitesinde her 10 öğrenciden 1’i bu grubun üyesi. Gençler bu yolla yardımlaşma duygusunu öğrenip, henüz hayatlarının başındayken sosyal sorunlara duyarlı bireylere dönüşüyorlar. Öte yandan bu yolla gençler arasında etkileşim ve iletişim gelişiyor. Üniversiteliler teorik eğitimden uzaklaşıp, uygulamalı ve toplumsal sorunlara yönelik bir çalışmanın içine doğrudan katılıyor.


Farkındalık hissi yaratılıyor

Geçtiğimiz yıl Hayalimi Paylaş Grubu tarafından yapılan Lasertag oynama projesiyle hem dilek için fon toplandı hem de okul öğrencilerinin sorumluluk hakkında daha fazla bilgi edinmesi sağlandı. Grup bu projeyle kalmadı. Hemen ardından birbirinden farklı çalışmalar yapmaya devam ederek, üniversite de söz sahibi olmaya başladı. SpeedCity'le anlaşıldı ve okulun öğrenci merkezine Formula 1 simülatörü getirdi. Projeden de kazandıkları geliri bir dilek daha gerçekleştirebilmek için bütçesine katan gençler, 64 kişinin katılımıyla 20 güne yakın süre devam eden ve birinciye Playstation 3 hediye edilen bir Play Station turnuvası düzenleyerek grubun adını tüm üniversitede duyurdu. Kilyos’taki Paintball sahasında gerçekleştirilen paintball turnuvasıyla gençler, dernek adına gönüllü olarak çalışacak yol arkadaşlarını oluşturdu. Aynı zamanda da üniversiteliler arasında farkındalık hissi yaratıldı.

Dilan prenses oldu

Hayalimi Paylaş Grubu küçük bir kız çocuğunun hayallerini gerçekleştirmek için yola çıktı ve tüm gönüllü gençler belli bir role büründüler; herkes rolünün kostümleriyle günü geçirdi. Bunun etkili olması için de dileğin konsepti bir hikâye üzerine oturtuldu.


İşte saat saat o süreç:


‘‘-Saat 10:00 Derneğin arabasıyla beraberulak Ömer, nedimeler Özge ve Gülden, KoçÜniversitesi kuaförü, fotoğrafçı Deniz ileberaber üniversitenin Batı Kampusundanyola çıkıldı. Kasımpaşa’daki Paşa Galeri’yeuğrayarak önceden kiralamış̧ olduğumuz1957 model Chevrolet Blair üstü açıkpembe arabamızı aldık ve Dilan’ın ikamet ettiği Ümraniye’ye doğru yol alındı.

Saat 12:00 Dilan bizi şaşkınlık içerisinde karşıladı. Ulak, parşömenin de yazılı olan prenses hikâyesini okumaya başladı ve Dilan’ın İstanbul Prensliği Prensesi olup olmadığını anlamak için evlerine misafir olmak durumunda olduklarını söyledi Prenses adayımız Dilan DUY’a. Eve girildikten sonra kuaförümüz Dilan’ı prensesler gibi süsledi ve nedimeler özel hazırlanmış̧ prenses kıyafetini sundular prenses adayımıza. Prenses kıyafeti giyildikten sonra nedimeler Dilan DUY’un prenses güzelliğinde olduğunu söylediler.

Saat 13:00 Prensesler gibi süslenen Dilan, İstanbul Prensliğine ait arabaya bindirilerek yola çıkıldı. Yolboyunca etrafımızdaki insanlar müthiş̧ ilgi gösterdi ve bu durum Dilan’ı sıkmak yerine özel hissettirebildi. Sıradaki rotamız İstanbul Prensliğine ait bir konağa gitmekti.

Saat 14:00 Yeniköy’deki İstanbul Prenslik konağı Gazebo Restorana gidildi ve orda bizleri konağın şefi Ersan ve nedimesi Esra karşıladılar. Şef ve nedimetarafından süslenmiş̧ çardağa gidilerek öğle yemeği yendi. Yemeksonrası Sihirbaz Dragon gelip Dilan ile interaktif bir sihirbazlık gösterisi düzenledi ve Dilan’ı büyülemeyi basardı.

Saat 15:30 Sırada Dilan’ın en çok görmek istediği yerlerden olan Kız Kulesi vardı. Kız Kulesi İstanbul Prensliğinin sahip olduğu küçük bir saraydı ve oraya Gazebo Restoranın yakınına yanaşan teknemizle ve İstanbul Prensliği kaptanı Şeref ile beraber geçtik. Orada prenses adayımızı bekleyen bir sürprizimiz vardı.

Saat 16:30 Teknemiz Kız Kulesine yanaştı ve avluda prensesini bekleyen Prens Onur vardı. Prenses adayımız küçük sarayımıza gelmeden önce tamamlaması gereken tüm görevleri geçmişti ve artık prenses olduğununresmîleştirilmesi gerekiyordu. Bunun için avluya yastığın üstünde bir prenses tacı getirildi. Tüm hizmetkârlar yeni prensesinin önünde eğildiler. Küçük sarayımızın asma katına çıkıp özel olarak hazırlamış̧ olduğumuz pastamızı kesip afiyetle yedik.

Saat 17:30 Prenses gerçek sarayına gitmeliydive bunun için tekneyle beraber Sait Halim Paşa Yalısına yanaştık. Tüm İstanbul bize ait olduğundan büyük sarayımızın (Sait Halim Paşa Yalısı) çalışanları emrimize amade idiler. Tekne çıkısında bizi karşıladılar ve Yalı merdivenlerine nizami bir biçimde sıralanmış̧ garsonlar prensesimizi gördüklerinde hep beraberce alkışlamaya başladılar. Yalının Büyük Salonuna geçildi ve prenses ile prens tahtlarına oturdular.Yalı tarafından hazırlanmış̧ özel pasta da kesildive hediyeler prensesimize takdim edildi.

Saat 19:00. Sarayımızdan çıktık ve İstanbul Prensliğine ait arabamız ile Ümraniye’ye yola koyulduk. Yol süresince yine tüm dikkatler prensesimiz üstündeydi.

Saat 20:00 Dilan’ın evine vardık ve vedalaşmamızla beraber dilek gününü bitirmiş̧ olduk.’’

Haber

Elif Ünal - İdil Meşe
Burak Çiçek

Edit: Ece Nur Alyamaç
Düzeltmeler: Sahra Yenibayrak



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder