Her yer Taksim her yer direniş!
Dördüncü maymun nedir?
“Görmedim-Duymadım-Bilmiyorum” aslında bir kaçıştır ve bu kaçış bilgiden ve haberden kaçıştan başka bir şey değildir. Haber görmek, hatta duymak istemeyen için de vardır; Bilmiyorum diyenin ağzını açmak için de. İnsan bir sürü şey olmadan yaşayabilir, ama günümüzde insanın iletişim kurmadan ve haber almadan yaşaması artık pek de mümkün değil. İşte bu yüzden “Dördüncü Maymun” hem bilinmeyen çoğu konuya ışık tutmak, hem görüp de görmezden geldiklerimizi anlatmak, hem de bildiğimiz halde anlamadığımız birçok konunun gerçeklerini size göstermek için var. Tüm o “görmedim-duymadım-bilmiyorum” kaçışının içinde bir durak olmak ve sizlere doğru haberi ve bilgiyi ulaştırmak için.
3 Haziran 2013 Pazartesi
24 Mayıs 2013 Cuma
Burada her şey helal!
Fatih’de yaptığımız kısa röportajda kadınlara ‘‘helal kozmetik’’ kullanıyor musunuz?' sorusunu yönelttik, helalsitesi.com'la röportaj yaptık, makyaj caiz mi diye sorduk
Fotoröportaj
İnternet
üzerinden yapılan alışverişler gün geçtikçe arterken, muhafazakar kesim de
‘‘helal kozmetik’’ yeni bir akıma dönüşüyor (Röportaj)
Helal kozmetik şimdilik internet üzerinden satış yapıyor.
Ancak zamanla piyasa büyürse kenttin çeşitli noktalarında helal-shop’lar
görmeye başlayabilirsiniz. Dorduncu-maymun ekibi helalsitesi.com’un sahibi
Osman Emre Sayın’la bir röportaj gerçekleştirdi.
Helal kozmetik’ in yeterince
tanındığını düşünüyor musunuz?
Şu an itibariyle helal kozmetiklerin yeterince tanınmış
olduğunu düşünmüyorum, uluslararası pazarda adından bahsettirse de,
ihracat/ithalat süreçlerinde Müslüman ülkelerinin zorunluluklarından biri
haline gelse de, Türkiye’de ne yazık ki bilinir ve bilinçli olarak talep edilir
değil. Ancak bunun yanında son yıllarda
Elhamdülillah adından sık sık bahsettirmeye başladı, gıda ürünlerinde helal
sertifikalandırma süreçlerinin başlaması ve kişisel bakım, güzellik ve kozmetik
ürünlerinde de helal sertifikası alan firmaların çıkması, Türkiye’de “bu
ürünlerinde mi helali var?” dedirtti ve aslında süreç bu şekilde başladı.
İlk başta
nasıl tepkilerle karşılaştınız?
www.helalsitesi.com olarak yolumuza başladığımız ilk
günlerde kişisel bakım, güzellik ve kozmetik ürünlerin helali mi olur, biz
haram malzemeler mi kullanıyoruz diyorlardı. Ancak şu an gelinen durum
itibariyle müşterilerimiz bizden bu ürünlerin çeşitliliğinin artmasını istiyor
ve eskiden kullandıkları ürünlerin içerikleri hakkında bilgi alıyorlar.
Ürünler nasıl
tanıtılıyor?

Neden daha çok
internet üzerinden satış yapılıyor? Helal kozmetik ürünü satan mağaza bulmak
neredeyse imkânsız.
Helalsitesi.com’un internetten satış yapmasının nedeni
ulaşılabilir olmak, her an, her yerde ve rahatlıkla ulaşılabilir olmak istedik.
Diğer bir nedeni de şu an itibariyle pazar yeterince oluşmuş değil ve kar
marjları kimyasal kozmetik ürünlerine oranla yok denecek kadar az, biz bile çok
düşük kar marjlarıyla satış yapmaya çalışıyoruz. Bu kar marjlarıyla mağazaların
açılıp ayakta durması gerçekten kolay değil. Müşteri taleplerinin artmasıyla
birlikte daha yüklü üretimler yapılacak ve böylece ürün birim maliyetleri
düşecek ve karlılık artacak, ondan sonra mağazalaşmanın başladığını hep
birlikte göreceğiz, bizimde uzun vadede hedeflerimiz arasında.
Ürün çeşitliliği
nasıl arttırılıyor?

Helal kozmetik
ürünlerinin diğer kozmetik ürünlerinden farkı nedir?
Helal kozmetik ürünleri diğer ürünlerden aslında çok
farklı, çünkü bir ürünün helal olabilmesi iki tane önemli kriter içermekte,
konuyla alakalı yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’in Bakara Suresi 168. Ayette; "Ey insanlar! Yeryüzündeki helal ve temiz
şeylerden yiyin. (Pis ve haram olan
şeyleri yiyip içmede) şeytan (ve benzerlerin)in adımlarını izlemeyin. Çünkü
o(nlar) sizin için apaçık bir düşmandır." buyuruyor, cilde kullanılan
ürünlerde deri yoluyla kana ulaştığından aynı hassasiyeti göstermek gerekmekte. Burada “helal ve sağlıklı” (Arapçası helalen ve tayyiben)
üzerinde duruluyor, sadece helal denmiyor, sağlıklı da olması isteniyor.
Makyajın caiz
olmadığını düşünen kesim, helal kozmetik ürünlerinin de diğer kozmetik
ürünlerinden farksız olmadığını söylüyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Helal sertifikalı ve alkolsüz kişisel bakım, güzellik ve
kozmetik ürünlerini biz müşterilerimize ulaştırıyoruz. Talepleri de bu yönde,
bizden bunu istiyorlar, ancak kullanma şekillerine, nerde, ne zaman, nasıl ve
hangi niyetle kullandıklarına karışmamız mümkün ve haddimiz değil. Ayrıca
www.helalsitesi.com sitesinde makyaj
ürününden daha çok kişisel bakım ve güzellik ürünleri bulundurmakta, bunun
yanında da az miktarda makyaj malzememiz var. Bu ürünlerde daha önce
belirttiğimiz çerçevede müşterilerimize ulaştırıyoruz.
En fazla
sattığınız ürün hangisi?
Şu anda sitemizde en çok ilgiyi kişisel bakım, güzellik
ürünleri ile doğal temizlik ürünleri görmektedir.
İslam dini ne diyor?
İstanbul - Dolmabahçe Cami’nde yaptığımız kısa röportajda ünlü hafız, din adamı Halil Necipoğlu İslam dinin makyaja bakışını değerlendirdi
Necipoğlu’na göre makyaj haram değil ancak mekruh, ‘‘İslam dinin prensipleri hem dünya hayatı için hem de ahiret hayatı için huzurdur, mutluluktur. Elbette İslam dinin prensipleri vardır. Bu prensipleri H.Z Peygamber (s.a.v) ve Kuran-ı Kerim merkezli olarak dizayn edenler, açıklık getirmişlerdir. Soru şu: İslam dininde makyaj yapılması doğru mudur? Dönem itibariyle makyaj malzemeleri bulunmadığı için ona yorum şöyle getirilmiştir: O vakit kına gibi bazı çiçek köklerinden elde edilen tozlardan oluşturulan boyalar gibi malzemelerin hanımların kullanmasında, sadece eşlerine ait bir görüntü elde etmesi bakımından herhangi bir sakınca görülmemiştir. Ama bunu dışarıdaki hayatlarında kullanmalarını pekte sevimli görmemişlerdir. Yani bira anlamda mekruh saymışlardır. Mekruh yapılması hoş karşılanmayan işler demektir. Hatta bazı abartılarak yapılan noktalarda haram noktasına kadar geldiği bilinir. Dolayısıyla bizim dinimizdeki yeri itibariyle sadece eşlerin birbirleriyle olan hayat paylaşımları içinde söz konusu olur. Yani erkekte bakım yapabilir, hanımda bakım yapabilir ama bu sosyal hayatlarında değildir. Pek güzel bakılmamıştır’’
Necipoğlu’na göre makyaj haram değil ancak mekruh, ‘‘İslam dinin prensipleri hem dünya hayatı için hem de ahiret hayatı için huzurdur, mutluluktur. Elbette İslam dinin prensipleri vardır. Bu prensipleri H.Z Peygamber (s.a.v) ve Kuran-ı Kerim merkezli olarak dizayn edenler, açıklık getirmişlerdir. Soru şu: İslam dininde makyaj yapılması doğru mudur? Dönem itibariyle makyaj malzemeleri bulunmadığı için ona yorum şöyle getirilmiştir: O vakit kına gibi bazı çiçek köklerinden elde edilen tozlardan oluşturulan boyalar gibi malzemelerin hanımların kullanmasında, sadece eşlerine ait bir görüntü elde etmesi bakımından herhangi bir sakınca görülmemiştir. Ama bunu dışarıdaki hayatlarında kullanmalarını pekte sevimli görmemişlerdir. Yani bira anlamda mekruh saymışlardır. Mekruh yapılması hoş karşılanmayan işler demektir. Hatta bazı abartılarak yapılan noktalarda haram noktasına kadar geldiği bilinir. Dolayısıyla bizim dinimizdeki yeri itibariyle sadece eşlerin birbirleriyle olan hayat paylaşımları içinde söz konusu olur. Yani erkekte bakım yapabilir, hanımda bakım yapabilir ama bu sosyal hayatlarında değildir. Pek güzel bakılmamıştır’’
Haber
(fotoröportaj, röportaj, video, kurgu)
Burak ÇİÇEK - Sahra YENİBAYRAK
15 Mayıs 2013 Çarşamba
19 Mayıs Coşkusu Erken Başladı
Haber-Montaj: Ece Alyamac
Seslendirme-Kamera: Elif Nas Ünal
Haber Yazı:İlksen Ezgi Sağlam
8 Mayıs 2013 Çarşamba
Turistler Türk sanatlarını öğreniyor
Kültürel mirasa
turistlerin ilgisi
Türk kültürünün bir yansıması olan el sanatlarına
turistlerin ilgisi büyük. Yapımı oldukça zor olan ve unutulmaya başlanmış bu
sanat dalını öğrenmek için kurslara gelen turistlerin sayısı sanat
danışmanlarının yüzünü güldürüyor.
Ebru Sanatı ;
içerisinde kitre bulunan suyun üzerine boyaların fırça ile serpiştirilerek
yapılmasıyla oluşuyor. Boyalara çubuk yardımı ile istenilen şekil verildikten
sonra ortaya çıkan desen kağıda aktarılıyor. Tarihçesi tam olarak bilinmemekle
beraber ülkemizdeki en eski ebru 1447 yılına ait olan ve şu an Topkapı Sarayı’
nda sergilenen ebrudur. Sabır ve emek gerektiren bu sanatın tüm ürünleri
tektir. Bir ebrunun aynı deseninin tekrar uygulanması mümkün olmuyor.
Tüm el sanatları yoğun ilgi görüyor
Başta ebru sanatı
olmak üzere günümüzde çok fazla yaygın olmayan el
sanatlarına, turistler büyük ilgi gösteriyor. İstanbul’da tarihi yarımadada
bulunan Caferağa Medresesi Uygulamalı El Sanatları Merkezi’nde günübirlik çalışmalara ya da workshoplara katılan
turistlerin sayısı çok fazla. Özellikle ebru sanatının ön planda olduğu
kurslarda, mozaik, teship sanatı, çini, kuyumculuk gibi alanlarda da turistler
sanat danışmanlarından kurs alabiliyorlar. Turist rehberleri ile işbirliği
halinde yürütülen çalışmalar ile amaçlanan kaybolmaya yüz tutmuş Türk el
sanatlarını unutulmasını engellemek.
1989 yılında Türk
Kültürüne Hizmet Vakfı tarafından restore edilen 454 yıllık medrese kafesi ve
içinde bulunan hediyelik eşya salonuyla da turistler tarafından sıkça ziyaret
edilen yerler arasında bulunuyor.
Turistlerin
kurslara bu denli ilgili olması bu kültürel mirasın yabancılar tarafından ne
kadar merak edildiğini gösteriyor. Sanat merkezinde müzik eşliğinde yapılan çini, seramik ve ebru sanatı branşları özellikle Uzakdoğulu turistlerin,
Japonların ve Amerikalıların
ilgisini çekiyor. Yaptıkları eserleri ülkelerine götüren turistler
sayesinde Türk kültürüne ait el sanatlarının da tanıtımı sağlanıyor.
Montaj: Ece Alyamac
Kamera: Elif Nas Ünal-İlksen Ezgi Sağlam
Seslendirme: Burak Çiçek
Haber metin: Sahra Yenibayrak
16 Nisan 2013 Salı
Tarihin üstüne otopark çamuru!
İstanbul Fatih'te bulunan, Bizans İmparatoru Theodosius tarafından 428- 443 yılları arasında Bozdoğan Kemeri vasıtasıyla su depolamak için inşa edilen 1600 yıllık Şerefiye Sarnıcı'nın üzeri otopark olarak kullanılıyor.
Yerebatan Sarnıcı'ndan 100 yıl daha eski ve Binbirdirek Sarnıcı'yla bağlantıya sahip Şerefiye Sarnıcı'nın üzerine 1910 yılında Arif Paşa Yalısı, 1950 yılında ise Eminönü Belediye binası yapıldı. Geçtiğimiz yıllarda Fatih Belediyesi'yle Eminönü Belediyesi birleşince, İstanbul Büyükşehir Belediyesi sarnıcın üzerindeki binayı Emlak Yönetim Daire Başkanlığı olarak kullanmaya başladı.
Tarihi önemi en sonunda farkına varılan sarnıcı ortaya çıkarmak amacıyla sarnıcın üzerindeki binayı yıkım için 3 yıl önce boşaltan belediye, 9 Mart 2012'ye kadar yıkım çalışmalarına başlamadı. Yıkımın o tarihte gerçekleşmesi beklenirken, başlanan çalışmanın devamı getirilmedi ve binanın yıkımı durduruldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, sarnıcın restore edilmesi ve turizmin hizmetine açılmasıyla ilgili 2009 yılında yaptığı açıklamasında, "Sarnıcın üst alanı arkeolojik park niteliği taşıyan bir park haline getirilecek. Böylece turistlerin gelebileceği, tarihin yansıtıldığı bir alan olarak İstanbullulara hizmet verecek" diye konuşmuştu.
Boşa geçen dört sene
Yıl 2013, ancak 2009 yılında arkeolojik bir alan olarak düşünülen ve çalışma yapılacağı söylenen sarnıca bir kere bile dokunulmadı. Bu da yetmezmiş gibi üzerine bir de otopark yapılan bu tarihi yapı, otopark altında güç geçtikçe daha çok zarar görüyor. İspark görevlileri ise otoparkın İspark'ın değil devlet dairesinin kontrolü altında olduğunu söylüyor.
Tarihi yapı zengini İstanbul'da, ne yazık ki tarihe önem ve değer veren kurumların ve kişilerin sayısı çok az. Sahip çıkılmaları, korunmaları ve saygı duyulmaları gerekirken üzerilerine bina yapılan, alışveriş merkezi veya otopark olarak kullanılan, düpedüz ticaret araçlarına dönüştürülen tarihi yapıların sayısı ise ne yazık ki azımsanamayacak kadar fazla. Şerefiye Sarnıcı, üzerindeki binalara ve otoparka çözüm bekliyor.
Haber-montaj: Ece Nur Alyamaç
Kamera: İlksen Ezgi Sağlam
Haber yazı: Elif Nas Ünal
Seslendirme: Burak Çiçek
11 Nisan 2013 Perşembe
Vegan olmak
Beşiktaş'taki
Vegan Mutfak "Loving Hut" ın
sahibi Gizem Ateşöz ile veganlık, vejeteryanlık ve vegan mutfak üzerine
konuştuk.
Başta İngiltere ve Amerika olmak üzere, dünyadaki vegan akımı takipçilerinin sayısı azımsanamayacak kadar çok. Türkiye'de ise veganların sayısı gün geçtikçe artarken, ne yazık ki vegan mutfağa sahip yerlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Biz de, veganizmle ilgili daha çok bilgi almak ve bu konunun üzerine az da olsa ışık tutabilmek için Beşiktaş'ta vegan bir restoranı olan Gizem Ateşöz'le konuştuk.
"Arkadaşlarımı yemek istemiyorum"
Gizem Hanım'a ilk olarak veganizm nedir ve bunun vejeteryanlıktan farkı nedir diye soruyoruz, bize "Veganizm, vejeteryanlıktan farklı olarak hiçbir hayvansal ürün tüketmemek ve içinde hayvansal madde bulunan ürünleri kullanmamaya çalışmaktır" diye cevap veriyor. 3 senedir Beşiktaş'ta varlığını sürdüren bu restorana ilgi, tıpkı veganizmin benimsenme sebepleri gibi farklı çevrelere mensup insanlardan geliyor. Sağlık sorunları nedeniyle beslenme düzeninde değişikliğe gidenler, çevreyle barışık yaşamak isteyen insanlar, ve etik açıdan hayvan ürünlerinin tüketilmesini doğru bulmayanlar bu farklı insan gruplarından birkaçı.
Veganizm'in etik tarafıyla ilgili kendisinin ne düşündüğünü soruyoruz, anlatıyor: "Ben hayvanları arkadaşım olarak görüyorum ve arkadaşlarımı yemek istemiyorum, kullanmak istemiyorum. Bütün türlerin aynı derecede yaşam hakkı olduğunu düşünüyorum."
Gizem Hanım'a teşekkür ediyor, yanından ayrılıyoruz.
Haber
İdil Meşe
İlksen Sağlam
Ece Nur Alyamaç
Elif Nas Ünal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)